Kayıp Uygarlığın İzinde: Büyük İskender’in Soyuna Dair Şok Edici Keşif

Kuzey Makedonya’da yapılan yeni arkeolojik kazılar, Büyük İskender ile alakalı kayıp bir uygarlığa ait başkent izlerini ortaya çıkardı.
Kuzey Makedonya’da gerçekleştirilen son arkeolojik kazılar, tarih sahnesinden silinmiş bir uygarlığın izlerini gün yüzüne çıkardı. Arkeologlar, kayıp bir krallığın başkentini ortaya koyan bulgular elde etti. Bu keşif, Büyük İskender’in büyükannesinin doğum yeri olabileceğine dair heyecan verici ipuçları sunuyor.
Gradishte: Kayıp Krallığın İzleri
Crnobuki köyü yakınlarında bulunan Gradishte arkeolojik alanı, uzun yıllar boyunca Kral V. Felipe dönemine ait basit bir askeri karakol olarak bilinmekteydi. Ancak, Ulusal Enstitü ve Müze-Bitola ile California State Polytechnic Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı ortak çalışmalar, bölgenin çok daha zengin bir tarihe sahip olduğunu kanıtladı.
Tunç Çağı’na Kadar Uzanan Geçmiş
Modern teknolojilerin yardımıyla yapılan araştırmalar, yerleşimin Tunç Çağı’na (MÖ 3300-1200) kadar uzandığını gösteriyor. Kazılarda bulunan taş baltalar, çömlek parçaları, oyun taşları ve kilden yapılmış bir tiyatro bileti gibi bulgular, bölgenin gelişmiş bir topluma ev sahipliği yaptığını ortaya koyuyor. 2023 yılı itibarıyla ekip, Büyük İskender’in yaşadığı dönemde (MÖ 325-323) basılan bir sikke de keşfetti ve bu bulgu, yerleşimin en parlak döneminin düşünüldüğünden eskiye gittiğini kanıtladı.
Kayıp Uygarlığın İzinde: Lyncestis Krallığı
Arkeologlar, bulunan yerleşimin Lyncestis Krallığı’nın başkenti Lyncus olabileceğini öngörüyor. Bu özerk Makedon krallığı, Büyük İskender’in babası II. Filip tarafından MÖ 4. yüzyılda fethedilene kadar bağımsızlığını sürdürmüştü. Ayrıca, bulundukları coğrafya, Antik Yunan dünyasının sınırlarında yer alan Makedonya Krallığı’nın önemli bir parçasıydı. Atina ve Sparta gibi güçlü şehir devletlerinin etkisinin sınırlı olduğu bu bölge, Yunan gelenekleri ve yerel kültürlerin benzersiz bir karışımına tanıklık etti.
Stratejik Konum ve Kültürel Miras
Yaklaşık 2,8 hektarlık bir alanı kaplayan yerleşimde, Makedon tarzı bir tiyatro ve tekstil atölyesi olarak değerlendirilen yapılar bulundu. Kazı ekibinin lideri Nick Angeloff, bölgenin tarihi ticaret yolları üzerindeki stratejik konumuna dikkat çekiyor. Ulusal Enstitü ve Müze-Bitola’da görevli arkeolog Engin Nasuh, kazı alanının 1966’dan bu yana literatürde yer aldığını ancak detaylı bir araştırmanın yapılmadığını ifade ediyor. Modern teknolojiler sayesinde şehrin gerçek boyutları ve önemi nihayet ortaya çıkıyor.
Büyük İskender’in Aile Bağları Ortaya Çıkıyor
Arkeolojik bulgular, antik yerleşimin Kraliçe Eurydice’ın doğum yeri olabileceğini de göstermekte. Eurydice, Büyük İskender’in büyükannesi olarak, Makedon devletinin şekillenmesinde önemli bir rol üstlenmiş bir figürdür. Kazı alanında yapılan karbon tarihlendirmeleri, yerleşimin MÖ 360’tan MS 670’e kadar kesintisiz olarak var olduğunu ortaya koyarak bölgenin uzun süre boyunca önemli bir merkez olarak kaldığını gösteriyor.
Araştırmacılar, devam eden kazıların erken dönem Avrupa kültürlerinin karşılıklı etkileşimleri ve antik Makedon devletinin yükselişi hakkında yeni bilgiler sunacağını öngörüyor. Aynı zamanda, bu şehirden geçmiş tarihi figürlerin varlığı da tahmin ediliyor. Kazı çalışmaları, yerleşimin Yukarı Makedonya’da ticaret, siyaset ve kültür açısından merkezi bir rol oynadığını gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, gelecek kazı sezonlarında daha fazla bulgu elde etmeyi ve bu önemli antik kentin tarihini aydınlatmayı sürdürecekler.
Kaynak: Archaeology Mag